Üç genç kız göl kıyısında arabadan indiler. Çevrede kimsecikler yoktu. Soyunmaya başladılar.İlk soyunan, mayosunu giymeye gerek görmeden göle doğru ilerledi. Suya dalacakken, bir bekçi arkasından seslendi:- Bayan, burada göle girmek yasak.Kıpkırmızı olan genç kız, arabaya doğru giderken:- Soyunmadan önce söyleseydin ya! diye bağırdı.- Soyunmak yasak değil ki...
Vaktin birinde bir doktorun yolu bir köye düşmüş... Bakmış köylüler dertli bir şekilde oturmuş düşünüyorlar, merak edip sormuş:"Ne var? Nedir derdiniz?""Genç bir kadın var... Çok hasta... Ölüyor..."Doktor:"Bir de ben bakayım." demiş.Alıp doktoru genç kadının evine götürmüşler. Doktor hastanın odasına girmiş. Herkesi dışarı çıkarmış. Genç kadını muayene etmiş. Kadının hastalığı basit bir soğuk algınlığı. Ancak ateşi çok yükseldiği için baygın halde kendinde değil... Doktor hemen bir iğne yapmış. O sırada kadının bacakları açılmış. Güzel de bir kadın... Doktor dayanamayıp kadının koynuna girivermiş. Ama o sırada köylüler, pencereden doktoru seyrediyorlarmış. Bir süre sonra doktor kadının odasından çıkmış."Yarın sabaha iyileşir." diye de köylüleri telkinde bulunmuş.Gerçekten kadın ertesi sabah iyileşmiş. Doktor da birkaç gün sonra köyden ayrılmış.Aradan bir yıl geçmiş doktorun yolu yine aynı köye düşmüş. Bakmış köylüler yine çok dertli."Ne oldu? Ne var?""Bizim ağanın karısı çok hasta ölüyor."Doktor hemen "Bir de ben bakayım." demiş. Köylüler umutsuzca başlarını sallamışlar. "Hiç zahmet etme doktor bey, bütün köyün erkeklerine ağa emir verdi. Hepimiz sıra ile senin yöntemlerini uyguladık, ama nafile iyileşmiyor."
Sınıfta öğretmen sormuş: Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır? Çocuk cevaplamış: Hiç kalmaz örtmenim. "Olur mu oğlum" demiş öğretmen, "2 tane kalır." "Olmaz öğretmenim" demiş çocuk, "siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar..." Öğretmen şaşırmış ve " Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim." demiş. Sonra çocuk, "Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum: Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir? " Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş, "Emerek yiyen evlidir" demiş. Çocuk, "Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir" demiş, "Ama düşünce tarzınızı beğendim."
Evliliklerinin ilk gecesinde yeni gelin nefis bir gecelikle odaya girer.Damat pek mutludur: "Güzelim, artik evli olduğumuza göre geceliği çıkarabilirsin."Gelin söz dinler:"Aman Allah’ım, bir resmini çekmek istiyorum."Kız şaşırır!!- Neden resim çekmek istiyorsun ?- Seni bu güzel halinle daima yanımda taşımak istiyorum da 0ndan sevgilim.Neyse.. damat, gelinin resmini çeker. Bir süre sonra banyoya girer ve üzerinde bir şortla çıkar. Gelin de aynı oyunu yapar.-Evli oldugumuza göre şortu çıkarabilirsin...der. Ve az sonra. "İnanmıyorum, dur bir resmini çekeceğim."Damat tedirgin, "Canım resmi ne yapacaksın?"- Büyüttürecegim...
Adamın biri misafirliğe gitmiş. Akşam olunca haliyle sormuşlar. Bizim odada mı yatarsınız, bebeğin odasında mı, yoksa boş bir odada mı? Adam düşünmüş: Karı kocanın yanında yatılmaz,bebekte uyanır ağlarsa uykusu kaçacak ben boş odada yatarım demiş, Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış, bir de bakmış çok güzel bir kız adama havlu tutuyor, Adam: - Kızım senin ismin ne?,,,,,diye sormuş. KIZ : - Bebek amcacığım ya sizin isminiz?... Adam: - Eşşek kızım eşşeeeek.
Adam zil zurna sarhoş umumi helaya girer ve işemek üzere pisuvara yanaşır. Aradan 2 dakika geçer ve sarhoş, yanındaki pisuvarda işeyen gence der ki; - Birader bak bakalım elimde bir şey var mı? Yandaki genç sarhoşun önüne doğru eğilir, bakar ve; - Hayır abicim elinde bir şey yok. Der. Bunun üzerine sarhoş der ki; - Ulan desene 2 dakikadır altımıza YAPIYORUZ!!!
İlkokul 3. 4. 5 sınıf öğrencileri iki bayan öğretmenleri eşliğinde derslerinde yer alan "At yarışlarının ülke ekonomisine katkılarını yerinde gözlemlemek" amacıyla at yarışlarına gitmişler.. Bir müddet sonra da çocukların tuvalet ihtiyaçlarını karşılamak için toplu olarak tuvaleti ziyaret etmişler.. Bir öğretmen kızların, diğer öğretmen erkeklerin kapısında beklerken erkek öğrencilerin küçük boylarından dolayı "Pisuvara yetişememe" sorunu nedeniyle 0nlara mecburen yardım etme durumu ortaya çıkmış.. Çocuklar fermuarlarını açıyor, bayan öğretmenleri onları kucağına alıyor,üstlerini ıslatmamaları için pipilerini tutup çislerini yaptırıyormuş.. Teker teker yaptırdıktan sonra aralarından bir tanesi pipisinin kocaman olması bayan öğretmenin dikkatini çekmiş.. "Sen 5. sınıf olmalısın" demiş öğretmen çisini bitiren çocuğun pipisini sallarken.. "Hayır efendim" diye cevap gelmiş. "Ben altıncı yarıştaki "KARAMURAT" ın Jokeyiyim.
Bir Afrika ülkesinin devlet Başkanı Rusya'ya Putin’e ziyarettebulunur. Resmi görüşmeler derken Rus ruletini öğrenir ve çok beğenir.Putin’e de kendi ülkesine geldiği zaman Afrika ruleti ögreteceğinesöz verir. Bir zaman sonra Putin bu ülkeye gider. Resmigorüşmelerden sonra "Sayın Başkanım, bana Afrika Ruleti öğreteceğinizisöylemiştiniz" der.Başkan:-Tabi sayın Putin.Yanlarına 6 tane birbirinden güzel zenci ve çıplak kızgetirilir.Afrikalı başkan:-İşte Sayın Putin bunlardan seçtiğiniz bir tanesi geceyi sizinle geçirecek ..Putin; İyi ama heyecan bunun neresinde?Afrikali Baskan:-Sayin Putin, bu kızlardan biri YAMYAM !.
Ateşli bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. Dünyanın bu en büyük alışveriş merkezinde her şey ama her şey satılmaktadır. - Patron sorar: Daha önce hiç satıcılık yaptın mı? - Evet köyümde bu işi yaptım. Patronun gözü cocuğu tutar: - İyi, yarın başlıyorsun. Ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır; - Evet, bugün kaç satış yaptın?? - Bir! - Ne bir mi? Diğerleri 20-30 satış yaptılar, Nasıl bir? Kaç dolar tuttu peki? - 320.334 USD doları. Patron şaşırır ve sorar: - Nasıl becerdin bunu? - Adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. Adama nerede balık tutucağını sordum. Kıyıda diyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indik ve çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jeep sattım. Patron kendinden geçer: - Ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın? - Genç çocuk cevap verir: Yoo aslında karısı için bir tane orkid istemişti... Ben de 0na şöyle dedim: "Hafta sonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git..."
Yaşlı adam dul kaldıktan sonra, vakit geçirmek için turla Avrupaseyahatine çıkmış. Konakladıkları otelde yerel gazetede gördüğüçıplaklar kampı ilanı üzerine kampa gitmeye karar vermiş. Turoperatörüne hasta olduğunu söyleyerek 1 haftalık çevre illerinegezisine gidemeyeceğini; dönüşte kendisini buradan almasınısöyleyerek doğru çıplaklar kampının yolunu tutmuş.Bizim 60'lik ihtiyar kampın kapısından içeri girmiş, her tarafyemyeşil, deniz masmavi, resepsiyonda iki tane çıplak harika kız.-Hoş geldiniz efendim...-Hoş bulduk yavrucuğum...-Ne kadar kalacaksınız?-1 hafta...Kayıtlar yapılmış bizim ihtiyar odasına yerleştikten sonra kurallargereği soyunarak aşağı inmiş. Ancak utanıyor önünü, arkasını tutarakağaçların arasında gezerken uzakta çıplak bir esmer hatun görüncebizim altmışlığın yaşlı ……….. havalanmaya başlamış. Tam o esnadaçalıların arasından sarışın bir afet çıkmış.-Buyrun efendim beni mi çağırdınız...-Çağırmadım...!!!-Çağırdınız efendim,………. havalanınca ben gelirim... demiş.Ve de ihtiyar oracıkta işi bitirip bir de teşekkürden sonra uzaklaşmış.Bizim ihtiyar inanamıyor cennette olduğunu zannederken çimlere uzanmışyorgunluk atıyor; işte o rehavetle sesli bir gaz koyvermiş.O anda çalıların arasından NBA basketbolcusu gibi bir zenci çıkmışkalın bir sesle;-Buyrun beni mi çağırdınız...-Kimseyi çağırmadım evladım...-Çağırdınız efendim, gaz çıkarınca ben gelirim ... demiş.Ve bizim moruğu yumuşakçalar kervanına dahil etmiş.Bizim ihtiyar sinirden kıpkırmızı homurdanarak eşyasını toplamış doğruresepsiyona hesabını kesmeye gelmiş.Resepsiyondaki hatun...-Nereye gidiyorsunuz efendim daha geleli 2 saat oldu daha birçoksürprizlerimiz var...-Kızım bana bak ben altmış yaşındayım benim…….. haftada bir defahavalanır ama ben günde en az 20 defa gaz çıkarırım.!!!!!!
Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim biçkin halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner, - Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince, içerideki sesler nedir demiş, melek :- Ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak 0nun için sırtlarına delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Simdi neler oluyor, neden sesler daha acı? Melek:- İyi insanların başlarına halka takılacak 0nun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek :-İyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş. Bıçkın:-olsun olsun nasıl olsa 0nun deliği hazır.
Emma Bombeck Avustralya'da kanserden öldü.. Ölümünden hemen önce şunları yazdı..
Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim. Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim..
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa Örtüm lekelense bile
daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..
Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer, şömineyi yakmak isteyen birisi olduğunda 0na engel olmazdım.. Yerler leke olacak diye korkmazdım..
Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım..
Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..
Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim..
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim..Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım..
Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. Bu o kadar nadir bir olay ki..
Bir mucize..
Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla "Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim.. 0nlara daha çok "seni seviyorum", 0ndan da daha çok "özür dilerim" derdim..
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu.. Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için Allah'a şükredin..Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor.. Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz..
Anam, güzel anam, garip anam. Sarıkız'ı marıkız'ı heç sormuyom, zira zerre gadder umrumda değil. Sadede geliyom. Bu İstanbul şehri çok büyükmüş. Bizim köyden yan yana 1 melyon tane koy, aha işte o gadder gocuman. Ben meyşur olmayı kafaya koydum anam. Filmde görmüştüm. 'İstanbul seni yeneceem' diyordu ya, bana beraberlik de yeter. Yani senin anlayacağın buraya puan veya puanlar almaya geldim anam. Ay gızım, bal gızım, eşek gızım... Sarıkız'ı sormuyon amma Sarıkız seni soruyo. Benden daha ***** kızın nerde deyo... Gaçtın diye her Allah'ın gecesi bubandan sopa yiyom. Sırtım nasır tuttu artıkın. Seni bi yakalarsam bak nasıl meyşur edecem. Ağabeylerin peşine düştü. Yakında seni bulur, öbür tarafa tez ulaştırılar. Sen de gazetenin 3. sayfasına çıkıp meyşur olursun artık. Ağbingiller gelene gadder İstanbul seni 3.sayfalık yapmazsa tabii! Anaaaaaa... Bababaaa... Burada bi dizi var şaşırınca böyle yapıyor başroldeki adamYakında tanışmayı hayal ediyorum 0nunla. Hatta hepisiylen. Ana gız; sen alışıksındır dayağa. Ya da dur ben buradaki kadın porgramlarından birini yollayayım sana, koca dayağı yiyo diye tilivizyonlara çık, ana-kız meyşur olalım. Yellozlar Kraliçesi, halası kılıklı kızım benim, sen şimdi meyşur olacam derken 0nun bunun altına yatarsın, o küçük cep telefonlarına dikkat et bari. Ağbilerin izini bulmuş, İstanbul'a varmışlar. Dua ediyom sadece vursunlar, cesedin güzel olsun. Çocuklar seni hırslarından parça pinçik doğrayayım derken terleyip Boğaz esintisiyle hasta olmasalar bari. Anaların en vicdansızı, teneşirlere gelesicesi... Abim olacak o davardan haber alabiliyon mu? Alaman, zira bir tanesi anası yaşında bir kadınla yaşamaya başladı. Arada görüşüyoruz. Öbürünün de sinir geçti, baya bi yumuşadı. Hatta fazla yumuşadı. Geçen birlikte pembe bluz almaya çıktık. Yanlış anlama ha, bana değil 0na. Bir dekolte giyiniyor ki sorma. Ben o kadar giyemem valla. Tutturdu ameliyat olucam kesin dönüş yapıcam diye. Bırak diyorum vur beni dön memlekete diyorum, "Ay beni gan tutar gııız" diyor. Yakında iki kızınız oluyor bilesiniz. Ailenin kanayan yaraları... Kansızlar sizi! Abilerini de ayarttın sonunda haa! Hakkımı helal edersem şerrrefsizim... Babanın da selamı var! Benim öyle bir kızım yok diyo... Hasadı kaldırayım bizzat kendi ellerimle boğucam üçünü de diyo... Ahh anam benim saf anam... Sana ne zamandır yazamadım. Beni merak etmezsin biliyom da babamı merak etmişindir herhalde. Hali vakti yerinde. Gençleşti de. 'Genç kadın adamı gençleştirir' derlerdi de inanmazdım. Kuman diye söylemiyorum, güzel kız. Sen ne bakarsın babamın öyle atıp tuttuğuna. 'Asıcam, kesicem' diye yemiş seni. Hasadın parasını burada öyle bir yedi ki aklın durur. Bir akşamda dolaştı bütün meyhanelerini, gece kulüplerini İstanbul'un. Sonra bir askerlik arkadaşını buldu. Kalan parasıyla birlikte iş kurdular. Simit sarayı açtılar. Paraya para demiyor artık babam bilesin. Ana be, unutmadan bi şey diycem. Bu mektup olayı sıktı be... Bir cep telefon al da SMS'leşelim. Ya da bir bilgisayar al MSN'den yazışalım. Böyle çok banal... Oyyy anam oyyy... Meğer yıllarca koynumda bir değil dört yılan beslemişim oyyy! Hepiniz hayın çıktınız. Tez zamanda İstanbul'a gelip alayınızı yere sermezsem bana da Zarife demesinler! İstanbul'a gelme kararına pek sevindik ana. Bir sen eksiktin zaten burada. Gelmeden önce bana haber ver de abimin 'Refo' adıyla sahne aldığı gece kulübünden yer ayırtayım. Hep beraber felekten bir gece çalalım. Bu arada büyük abim o kadından ayrıldı. Anam gelsin de televizyondaki gelin-damat-kaynana yarışmalarına katılalım diyor. Bence de iyi fikir. Sen 10 tane kaynana Semra'yı cebinden çıkarırsın. Şöhret olmak senin de hakkın. Hasretle bekliyoruz anam. Öptük çok. Bye!
Karı koca bir barda oturuyorlar önlerindeki içkileri yudumlarken bardan içeri hoş bir hatun girer. Bizimkilerin yanına yaklaşıp adama sarılarak yanağından öper. Yanındaki karısına aldırmadan: - Nasılsın hayatım, epey oldu görüşemedik...Diyerek ileride bir masaya gidip oturur. Adamın karısı şoktadır, dayanamayarak kocasına sorar. - Kim bu kadın? Adam sakin bir sesle yanıtlar: - Metresim! Kadın yanıtı duyunca çıldırır: - Ne! Derhal boşanıyoruz! Sen ne şerefsiz adammışsın. Bir de utanmadan metresim diyorsun. Her şey bitti hemen boşanıyoruz! Adam gayet sakin sıralamaya baslar: -Ne yani sevgilim Etiler'deki dubleksi, Akmerkez'deki daireyi, Bodrum'daki tripleksi, 24 metre yatı, altındaki son model jeeple spor arabayı, bütün bunları bırakıp benden ayrılmak mı istiyorsun? Kadın sakinleşir ve çevresine bakmaya baslar. Biraz ileride bir çift dikkatini çeker, kocasına sorar: - Şurada oturan bizim Suat değil mi? Kocası yanıtlar: - Evet - Peki yanındaki kim? Kocası gayet soğukkanlı: - Metresi... -Kadın bir duralar hemen arkasından yapıştırır: - Aaaa! Bizimkisi daha güzel valla!..
Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve 0nu kovalamaya başlamış. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam "TANRIM!!!" diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama: - "Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. Adam utanç içinde: - "Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: - "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya başlamış. Her şey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamış: - "Tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere."