|
Cevap sahibi : _ceyla_ - MİLLİYETÇİLER grubu üyesi Cevap : bir anda tüm uğraş ve emeklerin hiçe sayılması açıkçası çok üzücü. Yeni görevini hayırlı etmiştim abi çalışmaların da bu anlamda bilinçlendirme ve aşılama yapacağını umut ediyorum. sağol ceyla kardeşim bu sorum bittikten sonra milliyetçilikle ilgili yorumu kürsüden okuyacaksınız inşallah ben istiyorum milliyetçileri doğru tanıtalım dışarda üç beş yobaz olay çıkarıyor diyorlarki ya ülkücüler ya alperenler ama bizleri tanıtmak ve güzel işlere imza attıgımızı görmelerini istiyorum. |
|
Cevap sahibi : _ceyla_ - MİLLİYETÇİLER grubu üyesi Cevap : Milliyetçilik küçüklüğümden beri ailemde gördüğüm büyüdüğümde ise kendi araştırma ve tercihimle seçtiğim bir ideoloji. Hayatımda gurur duyduğum en büyük özelliğim Türk olarak doğmam. Ama bu demek değildir ki ben Türküm diğer tüm milletler aşağılanmayı hak eden zavallılar. Kimse tercihini kendi yapmıyor kimse ırkını kendi seçme ayrıcalığına sahip değil. Biz sadece Türk olmamız ve şanlı geçmişimizle övünüyoruz ki buna kimse itirazı edemez. Aşağıdaki yorumların bir kısmına üzülerek belirteyim ki katılıyorum aynısını düşünüyorum. Yıllardır yapılan eylemlerle verilen uç tepkilerle maalesef ülkemizde milliyetçilere kaba-saba, cahil, kafatasçı ve bir sürü sıfatlar yakıştırılmıştır. Tamam bazıları belli kesimler tarafından işlerine geldiği için yakıştırılmış olsa da beni asıl üzen bu görüşleri yıkmak için son zamanlarda çaba gösterilmesine rağmen bir grubun çıkıp da tüm uğraşları yerle bir etmesi. Artık sağduyu, sakinlik, demokratik ve medeni yollarla çözüm beklerken ve bunun için uğraşırken b
|
|
Cevap sahibi : ayışığı38 - şimdilik ev işleri:)) Cevap : İdil biretin konserini basmak milliyetçilikmidir,tavuğa tecavüz edene aynı tepkiyi neden vermediniz,ülkemizin yetiştirdiği bir değere yapılan saygısızlığı milliyetçilik olarak değerlendirmek çok büyük hata. yorumlarınız için tşk ederim ama milliyetçilikten bahsetseniz sevinirim ben ne yaptılar demedim milliyetçilik nedir dedi. saygılarımla. |
|
Cevap sahibi : bulmalıyım - Cevap : Ama aynı büyük insan daha savaşta patlayan silahların dumanı havada kaybolmadan yerdeki Yunan bayrağını kaldırtmış. Çanakkale Zaferinin ardından bölgeye yapılacak ziyarete katılacak devlet büyüğüne yapacağı konuşma hakkında talimat vererek konuşmasında “dost düşman orada ölen tüm halk askerlerinin artık bu vatana emanet birer kahraman olduklarının altını çizmesini söylemiş” Daha çok kısa bir süre öncesine kadar bütün dünya gözünü topraklarımıza dikmiş ve O askerleriyle birlikte cephede ölüm tehlikesi içinde savaşmış da olsa “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” demiş. Kendi milletine aşık ama diğer her millete de saygılı. İşte benimki de aynen bu yönde.. .. .. .. (Çok uzun tuttum galiba yorumumu, kusura bakmayın)
|
|
Cevap sahibi : bulmalıyım - Cevap : Bilmem herkes benimle aynı fikirde midir, bence gelmiş geçmiş en doğru milliyetçilik Atatürk’ün milliyetçiliğidir. Birçok ülke lideri görüşmek içine ayağına geldiğinde, çok iyi yabancı dil de bildiği halde görüşmelerini her zaman bir tercüman eşliğinde ve Türkçe konuşarak yapmış. Tepsiyi devirip her şeyi döküp saçan uşağının bu sakarlığını, o sırada ziyarette bulunan ülke liderine dönerek: “Ben bu millete her şeyi öğrettim ama uşak olmayı öğretemedim” şeklindeki esprili ama vurucu sözleriyle yorumlamış. Tabi ki daha pek çok şey.. yorumlarınız için tşkederim. |
|
Cevap sahibi : bulmalıyım - Cevap : Şöyle toplamaya çalışayım. Demir Abim ve Aziz’in söylediği gibi milliyetçilik vatanına, milletine hayırlı olabilmektir. Bilinci, sağ duyuyu kaybetmemek, ölçülü hareket etmeyi gerektirir bu değerimiz içinde sığ bir zihniyete bürünmekten, yanlış yaklaşımlar ve davranışlar içine girmekten kaçınmaktır. Evet tatil için kısa bir süreliğine geldiği otelindeki odasına kocaman bir İngiliz bayrağı asan bir İngiliz’e tepki duymak ama sınırı aşmamaktır. Her önüne gelen İngiliz’e bu önyargıyla yaklaşmamaktır.
|
|
Cevap sahibi : bulmalıyım - Cevap : Daha önce bir günlükte ben de yazmıştım, ne kaşımın karasında ne saçımın buklesinde ne de kanımın Araplığı veya Türklüğünde hiçbir payım, dahlim yok. (Ama yine de bu topraklarda doğup büyüdüğüm için şükrümü de saklayamam.) Öte yandan -önceki kürsüler veya günlüklerden belki hatırlayan hatırlar- herhangi bir millete mensup hiç kimse bu kimliğinden dolayı aşağılanmayı, damgalanmayı hak etmez. Etmemeli. Bakın kimse diyorum. Başlı başına bir insandan bahsediyorum. Doğarken zenciliğine veya Yahudiliğine karar verme şansı bulunmayan tek bir insandan.. Onu yansıttıklarıyla başlı başına değerlendirmek gerektir. Yahudi veya Kürt olması yani bu kimliği, O’nun insani diğer birçok güzel özelliğinin önüne geçmemelidir. İşte bu yüzden ne kadar milliyetçiysem bir o kadar da ırkçılığa karşıyım.
|
|
Cevap sahibi : bulmalıyım - Cevap : Büyük önder bile uşakları arasında “Selanik’ten en çok Yahudi çıkar” şakalaşmasına kulak misafiri olunca dönüp şöyle demiş: “Benim için de bazı kimseler, Selanikli olduğumdan, Yahudi olduğumu söylemek istiyorlar. Şunu unutmamak lazımdır ki, Napolyon da Korsikalı bir İtalyan’dı. Ama Fransız olarak öldü ve tarihe Fransız olarak geçti. İnsanların içinde bulundukları cemiyete çalışmaları lazımdır” (Atatürk’ün Uşağı –Cemal Granda-)
|
|
Cevap sahibi : bulmalıyım - Cevap : Benim büyük büyük büyük ... ... dedem, vaktinde Arabistanlı bir yetimmiş. Anası, babası olmayan bi gariban. Bu yöreden bi şahıs da Hac için Arabistan’a gittiğinde bu yetim ile karşılaşmış ve beraberinde almış getirmiş.. Babamın babası olan dedem, işte bu yetim Arap’ın küçük.. küçük..küçük.. torunu. Ama babamın annesi de bizim köyün eeen eski Yörüklerinden (Yörük Ali’nin kızı) .. Baba tarafım bu şekilde. Anne tarafım ise tamamen bu yöreden. Annemin babası da annesi de. Ama bana sorsalar bu hikayeden her zaman bahsetmem. Çünkü kanımda Arap kanı var mı yok mu bunu ben bile bilmezken herhangi bir yakıştırmadan hoşnut kalabileceğimi zannetmiyorum. Öte yandan tercihim de Yörüklük yani Türklük’tür. Evet bi yerde tercihtir.
|
|
Cevap sahibi : alexsandros - Güçlü ordu Güçlü Türkiye Cevap : Rahmetli Yazıcıoğlunun da dediği gibi"Milliyetçilik bir ırkçılık değil, milletimize, devletimize, vatanımıza,
değerlerimize sahip çıkma duygusu olarak yükselmeye devam etmelidir" Milliyetçilik ırkçılık değildir. Herkesin kendi milliyetini söyleyebilmesi. Milleti için çalışma yapması gayet doğaldır. Irkçılıkta ise kendi milletini üstün ırk görüp diğer ırkları aşağılama vardır. Benim kanaatim her milletin iyiside vardır kötüsüde vardır. İyi olan hangi milletten olursa olsun takdir ederim. Kötü olanı kendi milletimden bile olsa sevmem. Fakat aynı coğrafyada hep birlikte yaşamamız gerektiği için ''kol kırılır yen içinde kalır'' sözünede sadık kalırım. Dışarıya karşıda kendi milletimi korurum.Kafatası millyiteçiliği çok sakıncalıdır.İki dünya savaşını da milliyetçilikler çıkardı. İki savaş da çok dinli, çok - etnili imparatorlukların ayrılıkçı ayaklanmalarla dağılmasıyla sonuçlanmıştır.Buradaki sebepler milliyetçilikten değil Irkçılıktan çıkmıştır.Karıştırılmamalıdır. Saygılarımla
|
|
Cevap sahibi : alexsandros - Güçlü ordu Güçlü Türkiye Cevap : Milliyetçilik ,kendilerini birleştiren dil, din, tarih veya kültür bağlarından bir üstyapı oluşturabilmiş sosyal birikimlerin adı olan millet veya ulus olarak tanımlanan bir topluluğun yaşama ve ilerleme ülküsünün toplumların ve insanlığın gelişmesini sağladığına inanan görüştür.
Milliyetçilik, ulus idealine bağlılığın, evrensel ilkelere bağlılık gibi ya da bireyin hak ve özgürlükleri gibi evrensel zenginliğin artmasına katkıda bulunan sosyal soyut yapılardandır.Türkiye'de siyasal milliyetçilik 1903 yılında Yusuf Akçura tarafından yazılan Üç Tarz-ı Siyaset adlı makalenin yayınlanması ile başlar. Bundan önce Sultan III.Selim'e kadar uzanan bir tarihçe verilebilirse de siyasal anlamda başlangıç Yusuf Akçura ile başlar.Osmanlıda tanzimat dönemine denk gelirki bu yaşayan diğer milletlerde farklı vuku bulduğundan ayrılıklara ve iç karşıklıklara sebebiyet vermiştir.Doğru milliyetçilik ULUS olma fikri ile birleşir ise (Bkz.Atatürk milliyetçiliği buna en güzel örnektir.)hayırlı olabilir. yorum için tşkler. |
|
Cevap sahibi : scout1 - Cevap : Sorunun cevabı bizde farklı, Batı kültüründe farklıdır. Bizde de herkesin mutabık kaldığı tek bir tanımı yoktur. Kişilerin niyetine, bakış açısına, durduğu yere göre bu kelimenin içi (negatif veya pozitif olarak)doldurulmaktadır. Uygulamanın ne kadar doğru olduğunu söyleyebilmek için ise mutabakata varılmış tek bir ortak tanıma ihtiyacımız var. Yani içi subjektif doldurulan diğer kavramlarda (demokrasi, hürriyet, hukuk, laiklik, vb) olduğu gibi bu konuda da kör döğüşü yapmaktayız... yorum için tşkederim. |
|